You may have seen my "to do " list ....As I told you I'm not so successful in realising everything I promise myself...Let me see what I did this time :
1.I was supposed to buy myself a Nikon digital camera... Conclusion : I didn't :( it wasn't my fault, the shops were closed. 2.I was supposed to read the books I've selected. Conclusion : I was only able to read a book. (Memoria de mis putas tristes - By Gabriel Garcia Marquez)...This is the first book I like of Garcia Marquez...I have read Erendira before , but I hadn't like the style of his storytelling.But this one , I did like...The description of the old man's psychology was described in a very realistic way.You could learn very interesting things regarding their culture as well. 3.I was suppossed to watch the movies I've selected. Conclusion : Well I may say this is the point I realised better:) I watched 7 films ..( Fitzcarraldo by Werner Herzog , Buffalo '66 by Vincent Gallo , Animal Factory , Black cat , white cat by Emir Kusturica , The Machinist , Diner , Spun )...I'll talk about them later.. 4.I didn't sleep enough:) cause most of the time I was out hanging with my friends:) 5.But I can say that I had a lot of fresh air... 6.What else did I do : Well I shot lots of photos , we went to dance with friends , had a good apple pipe out , walked a lot , passed time with our cats and most importantly had a good laugh... I thinks this holiday passed better.... Aşağıda benim "yapılacak şeyler" listemi görmüş olmalısınız..Her zaman kendime söz verdiğim sözleri tutmakta pek başarılı değilim.Bakalım bu sefer ne yapmışım ... 1.Sözde kendime bir Nikon dijital kamera alacaktım. Sonuç : Alamadım:(Ama benim bir suçum yok , dükkanlar kapalıydı. 2.Sözde seçtiğim kitapları okuyacaktım.Sadece bir kitap okuyabildim.(Gabriel Garcia Marquez'in Memoria de mis putas tristes'i )okudum .Bu Markezden ilk sevdiğim kitap.Daha evvel Erendira kitabını okumuştum ama oradaki hikaye anlatımı hoşuma gitmemişti.Ama bunu beğendim.Yaşlı adamın psikolojisi çok gerçekçi bir şekilde anlatılmış.Onların kültürü hakkında da çok ilginç şeyler öğrenebilirsiniz. 3.Sözde seçtiğim filmleri seyredecektim. Sonuç : Bu en iyi gerçekleştirdiğim şeydi , diyebilirim.7 film seyrettim ( Werner Herzog'dan Fitzcarraldo , Vincent Gallo'dan Buffalo'66 , Animal Factory, Emir Kusturica'dan Kara kedi , Ak kedi , The Machinist , Diner ,Spun)...Bunlardan daha sonra bahsedeceğim... 4.Yeterince uykumu alamadım , çünkü genelde dışarıda arkadaşlarla takıldım:) 5.Ama bir sürü taze havva çektğimi diyebilirim. 6.Başka ne mi yaptım ? Bir sürü foto çektim , arkadaşlarla dans etmeye gittim , iyi bir elma nargilesi içtik , baya yürüyüş yaptım, kedilerimizle zaman geçirdim ve en önemlisi çok ama çok güldüm. Bence bu tatil diğerlerinden daha iyi geçti...
My "To do" list for this 4 days of holiday : 1.Buy the Nikon camera you've promissed yourself. 2.Finish the books you've started. 3.Watch the films you've selected . 4.Have a good sleep which you can't have during work days:) 5 And the last but not the least , have a lot of fresh air.... Bu 4 gün tatil için yapılacak şeylerin listesi: 1.Kendine alacağını söz verdiğin Nikon kamerayı al. 2.Başladığın kitapları bitir. 3.Seçtiğin filmleri izle. 4.Çalıştığın süre boyunca sahip olamadığın iyi uykuyu çek:) 5.Ve sonunda ama en önemlisi , bolca serin hava çek...
After a long time after summer holidays , finally we are blessed with 4 days of holidays because of Eid... I love the holidays that intervene into long working periods...They are like oasis in the desert of stress ...) Each time this kind of holidays come , I promise myself to do things that I always keep postponing , but I can't say I'm always too successful in realising all of them:) This has always been a reason of dissapointment , but Idecided not to think much about it this time.I'll try to have my best of the holiday without pressing myself for anything...Maybe this is the right thing... Yaz tatillerinden uzun bir süre sonra sonunda , bayram nedeniyle 4 tatil günü yakalama şansına sahip olduk. Uzun çalışma süreçleri arasına sıkıştırılan tatillere bayılırım.Stres çölündeki vahalar gibiler:) Ne zaman ki bu tür tailler yaklaşsa, kendime yapmak istediğim de hep ertelediğim şeyleri yapmaya söz veriyorum , ama her zaman bütün bu sözleri yerine getirmekte çok başarılı olduğumu söyleyemem:) Bu her zaman bende bir hayal kırıklığa neden olmuştur , ama bunu bu sefer fazla düşünmemeye karar verdim.Kendime fazla baskı yapmadan bu tatilin keyfini çıkaracağım.Belki de bu en iyisidir...
Here it comes the autumn with it's lively and melancholic colors...I love the expression of the autumn colors...they are so warm and relaxing...here there are some shots related to this subject...
I was so surprised to see this photo recently on yahoo.This lady is told to have the longest nails in the world...Look at her nails ..Aren't they scary?Look at their curves...Isn't all of this freaky?
I wonder how other freaky hobbies are there in the world?Who cares with this stuff?And what makes people interested in them?
1.Need to be famous?
2.Being bored of life?
3.Desire to be different?
4.Loneliness?
5.Or because they were really born as freaks?
I'm not sure in any of the above points , but one thing I know for sure is that , I always act like I had freaky hobbies when I face with things/persons I dislike....I do this in order to shock them .When somebody is shocked , he/she can't disturb you:)
I remember , when I was a child I had a very spoiled friend of mine.One day we were at the sea and she just started to get into my nerves with her behaviour.
What did I do? I took an oyster from the sea and ate all of it's content .I told her , it was a hobby for me to eat oysters directly from the sea.She was so shocked to see this , she never acted the same way she did...
You see , sometimes freaky hobbies work...:)But I wouldn't say the same thing for this lady's hobby too:)
Geçen günlerde yahoo'da bu fotoyu görünce çok şaşırdım.Bu bayanın dünyada en uzun tırnaklara sahip olduğu söyleniyor.Parmaklarına bi bakın .Korkunç değiller mi?Onların kıvrımlarına bakın...Bütün bunlar çok acayıp değil mi?
Merak ediyorum , dünyada kaç tane daha acayıp hobiler var?Bu tip şeylerle kim ilgileniyor?
Ve insanları bunlara iten ne dir?
1.Ünlü olma ihtiyacı mı?
2.Hayattan sıkılmaları mı?
3.Farklı olma isteği mi?
4.Yalnızlık mı?
5.Yoksa gerçekten acayıp insanlar olarak mı dünyaya geldikleri için mi?
Yukarıdakilerin hiçbirini bilemiyorum , ama emin olduğum bir şey var o da , ne zaman hoşlanmadığım durum/insanlarla karşılaştığımda , acayıp hobilerim varmış gibi davranışlar sergilemem.Bunu onları şoke etmek için yaparım.Birisi şoke olduğunda seni rahatsız edemez:)
Çocukken , hatırlıyorum , çok şımarık bir arkadaşım vardı.Bir gün denizde idik ve davranışlarıyla sinirlerimi bozmaya başladı.Ben ne yaptım dersiniz?Denizden bir istiridye aldım ve olduğu gibi yedim.Ona da istiridyeleri direkt denizden yemek hobim olduğunu söyledim.
Kız o kadar şok oldu ki , bir daha eski davranışlarını sergilemedi...
Gördüğünüz gibi bazen acayıp hobiler işe yarıyor...Ama tabii bu bayanın hobisi için aynı şey diyemeyeceğim:)
I always get excited when I see some old building...Everything about it fascinates me , amazes me ...
The architecture , the decorations , the colors , the walls and all what they bear from the past....it's really amazing...
I can't stop thinking what kind of lives have been lived under this roofs... I resemble the nature of the inhabitants to the nature of their building.They are related with each other... You can't find any bohemian people in a minimalistic building I think :)
However you can see common people that aren't interested at all in old architecture , living in a wonderful old building like that..just look at the hanged laundry there...Isn't it ironic for this building...Who knows who's been living in here before...Bu now is used as a kindergarden:)Funny , isn't it?
Eski bir binayı gördüğümde her zaman heyecanlanıyorum..Onunla ilgili herşey , beni etkiliyor, büyülüyor...
Mimarisi , dekorasyonu , renkleri ,duvarları ve onların geçmişten taşıdığı herşey..gerçekten muhteşem..
Sürekli bu çatıların altında nasıl hayatlar yaşandı sorusunu düşünmeden edemiyorum...Oturanların tarzını , oturdukları binanın tarzına benzetiyorum.Birbirleriyle bağlılar.Mesela bohem birisini , minimalist bir binada bulamazsın diye düşünüyorum:)
Gene de hiç eski mimari ile ilgilenmeyen , bazı insanların böyle müthiş eski bir binada yaşadığını görebilirsin.
Bu asılan çamaşıra bir bakın...bu tarz bir binayla alay eder gibi durmuyor mu?
Kim bilir eskiden orda kimler otururdu..Ama şimdi bir kreş olarak kullanılmaktadır..Komik değil mi sizce?
Middle of autumn...Sunday afternoon...Rainy weather...
It's very depressing and great at the same time....
It's depressing when you see how all of this summer energy goes off..It's depressing because it's sunday afternoon..you know I hate sundays especially afternoons....It reminds you all of the time of the new week and of all the responsibilities you've postponed for the working days , because nobody wants to deal with this stuff on weekend, on holidays...
But still it's great because the weather it's rainy...You may find it ridiculous , but I'm happier when it's rainy weather.(let us say only when it looks like it'll rain, don't like too much rain as well)...You become more melancholic, thoughtful and creative in such a situation...When the weather is sunny , everything shines, but when it's rainy you have more time to deal with your self and with your mind...At least that's true for me...;)
You can watch a great movie at home, can have your machiatto , can read some great books (not bestsellers:), they suck)...or just can sit there and think...that's the best part of these days...My long machiatto helps me for this.....:)
Sonbahar ortası...Pazar günü öğlen...Yağmurlu hava...
Bu aynı zamanda hem çok depresif , hem çok güzel...
Depresif diyorum çünkü yazın tüm enerjisini alıp götürüyor , Ayrıca pazar günü öğlen olması onun başka 1 depresif yönüdür...bilirsiniz ben pazar gününden nefret ederim , özellikle de pazar günü öğleden sonraki zaman kısmından..Sana bütün zaman yeni haftayı ve iş günlerine yapman gereken ve ertelediğin şeyleri hatırlatır, çünkü kimse haftasonu, tatilde bu tip şeylerle uğraşmak istemez...
Ama yine de süperdir çünkü hava yağmurlu..Size gülünç gelebilir ama ben yağmurlu havvada daha mutluyum.(daha doğrusu yağacakmış gibi duran da aslında yağmur yağmayan havvadan hoşlanırım , fazla yağmur da bana göre değil)..
Böyle durumlarda insan daha melankolik, daha düşünceli ve daha yaratıcı olur.
Havva güneşli iken , her şey parlak olur , ama yağmurlu havvada daha fazla zamanın olur kendin ve aklınla uğraşmaya... hiç olmazsa benim için geçerlidir:)...
Ayrıca evde müthiç bir film seyredebilirisin , makiatonu içebilirsin , iyi bir kitap okuyabilirsin (sakın bir bestseller olmasın ama;) , ya da sadece bi köşede oturup düşünebilirsin...
Bu tip günlerin en iyi tarafı bu dur.Makiatom da amacıma ulaşmamı kolaylaştırıyor..;)
Am I wrong or is this year passing too soon as well?It's already October !I wonder why does time pass so quickly!When I was younger I don't remember to feel like that. Is it because when we are younger ,we are so eager to grow up and we are bored to death to that situation?Or is it because we are now so patientless , so superficial and act deliberately in every mood?I don't know.I'm not sure about it...All I know is that time goes on and we can't stop it....It’s so boring..
Ben mi yanılıyorum yoksa bu sene de mi çabuk geçiyor?Ekim ayına girdik bile!Zaman nasıl bu kadar çabuk geçiyor acaba, merak ediyorum.Daha gençken hiç böyle hissettiğimi hatırlamıyorum.Acaba daha küçükken , büyümek için can attığımızdan , o durumda olmaktan çok sıkıldığımızdan mı dır?Yoksa şimdi çok sabırsız , yüzeysel olduğumuzdan ve her şeyi yaparken daha evvel hesaplayarak yaptığımızdan mı dır?Bilemiyorum…Pek emin değilim.Bildiğim tek bir şey var,zaman ilerliyor ve biz durduramıyoruz…çok sıkıcı…
Albanian digital and analogue photographer with a huge love for alternative printing process and all other avantgarde mixed media techniques.
All of the work in this blog (photos,writings) except the ones whose source is shown , belong to the blog author.Do not take them without permission.This work is under protection!